Cumhurbaşkanı Erdoğan Test ve Eğitim Gemisi TCG Ufuk’un hizmete giriş töreninde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayinde bağımsız olamayan milletlerin, geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını, özellikle son 10 yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha gösterdi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Test ve Eğitim Gemisi TCG Ufuk’un hizmete girişi nedeniyle İstanbul Denizcilik Tersanesi’nde düzenlenen törene katılarak bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için bir ilki teşkil eden Test ve Eğitim Gemisi Ufuk’un hizmete alındığı günde davetlilerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Savunma sanayinde kritik projeler konusunda önemli gelişmelerin ardı ardına yaşandığını bir yılın ardından 2022 yılına güzel bir giriş yapıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen hafta Ankara’da, ülkemiz savunma sanayinde yeni bir seviye olarak gördüğüm Millî Muharip Uçağımızın Mühendislik Merkezi ile diğer ilgili tesislerin açılışlarını TUSAŞ’ta gerçekleştirmiştik. Aynı gün Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgemizde yapımı tamamlanan tesisleri de hizmete açmıştık. İki gün önce de yerli ve millî kritik projelerimizle ilgili önemli kararlar aldığımız Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantımızı yapmıştık” dedi.
“TÜRKİYE MİLLÎ ÇIKARLARININ GEREKTİRDİĞİ TÜM HAMLELERİ YAPABİLMESİNİ, SAVUNMA SANAYİNDE ELDE ETTİĞİ İLERLEMEYE BORÇLUDUR”
Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat faaliyetlerinin denizlerde de en etkin şekilde yürütülmesine önemli katkı sağlayacağına inandığı Ufuk gemisinin Millî İstihbarat Teşkilatı’na hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık dışarıdan alım istemiyoruz, projelerimiz yerli ve millî olacak dediğimiz 2004 yılından bu yana azim ve kararlılıkla çalışarak, hamdolsun, bugünlere geldik. Savunma sanayinde bağımsız olamayan milletlerin, geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını, özellikle son 10 yılda çevremizde yaşanan hadiseler bize bir kez daha gösterdi. Türkiye, gerçekleştirdiği savunma sanayi alımları sayesinde yaptığımız atılımlarla birlikte bölgesinde oyun kuran ve oynanan kirli oyunları bozan bir ülke konumuna ulaştı. Ülkemizin bu başarısı, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur halklar, topluluklar için de çok önemli bir umut kaynağı hâline geldi” diye konuştu.
Türkiye’nin, gizli-açık bütün ambargolara rağmen, terörle mücadeleden sınır ötesi harekâtlarına kadar her alanda millî çıkarlarının gerektirdiği tüm hamleleri yapabilmesini, savunma sanayinde elde ettiği ilerlemeye borçlu olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Hamdolsun bugün, insansız hava-kara-deniz araçlarından helikopterlere, silah ve mühimmatlardan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harbe kadar çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemleri yerli-millî olarak tasarlıyor, geliştiriyor, üretiyor ve kullanıyoruz. Türk savunma sanayi ürünlerini kullanan ülke sayısı da her geçen yıl artıyor. Savunma ve havacılık ihracatımızın bu yılsonunda 4 milyar doları aşmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişin eksiklerini giderdik, bugünün hazırlığını zaten yapıyoruz. Artık aktif savunma anlayışıyla ülkemizi geleceğin harp ortamına hazırlıyoruz. Araştırma geliştirme yatırımlarımızı artırarak yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye ağırlık veriyoruz. Derin öğrenme ve yapay zekâ entegrasyonu gerektiren karmaşık sistemlere yönelik çalışma ve uygulamalarımız hızla devam ediyor. Malzeme ve imalat teknolojilerinde dünyadaki ileri ülkeler seviyesini yakalamaya doğru hızla ilerliyoruz. Bir yandan da gözümüz uzayda. Uzay alanında da gerek fırlatma sistemleri gerekse uydu sistemleri geliştirmeye yönelik çalışmalarımız sürüyor” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin gerektiği gibi korunabilmesinin ancak mavi vatanın en iyi şekilde savunulmasıyla mümkün olduğunu dile getirdi.
Mavi vatanın güvenliği için donanmayı daha güçlü ve caydırıcı kılacak birçok projeyi hayata geçirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî savaş, amfibi, sismik araştırma, Sahil Güvenlik, lojistik gemileri ve botları üretebildiklerini söyledi. Bu projelerde yüzde 70’e varan yerlilik oranına ulaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi de insansız hava araçlarında edindikleri tecrübeyle silahlı insansız deniz araçları ürettiklerini, bunların “sürü” şeklinde hareket eden versiyonları üzerinde de çalıştıklarını anlattı.
“ÜLKEMİZ TERSANELERİNDE KENDİ İHTİYAÇLARIMIZ YANINDA DÜNYANIN DÖRT BİR YANI İÇİN GEMİLER VE BOTLAR YAPILIYOR”
Envanterde bulunan birçok deniz aracının günün şartlarına uygun şekilde son teknolojiler eklenerek modernize edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnşa edilen ve modernize edilen deniz araçlarımızın silah, radar, muhabere ve elektronik sistemleri yerli ve millî ürünlerle donatılıyor. Geçtiğimiz yıl yine bugünlerde ambargolar sebebiyle dışardan temin edemediğimiz her bir sistemin alternatifini geliştirerek ürettiğimiz İ sınıfı fırkateynlerimizin ilki olan İstanbul’u denize indirmiştik. Bugün hizmete sunacağımız ülkemizin ilk istihbarat gemisi Ufuk da millî mühendislik kabiliyetleriyle inşa edildi. Sadece bu gemimizin inşası yüklenici firmamız STM’nin öncülüğünde ASELSAN, HAVELSAN, ANEL, İŞBİR, YALTES gibi, sektörlerinin lideri kuruluşların başını çektiği 194 yerli firmamızın katkısıyla gerçekleştirildi. Ülkemiz hâlihazırda dünyada bir savaş gemisini millî olarak tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Üstelik bu neticeyi yabancı muadillerinden çok daha üstün özellikler ve uygun maliyetlerle elde ettik. Bu başarıda bakanlıklarımızın ve Savunma Sanayi Başkanlığımızın yanı sıra Genelkurmayımızın, Deniz Kuvvetlerimizin, askeri ve özel tersanelerimizin, üniversitelerimizin, özel sektör firmalarımızın, KOBİ’lerimizin çok önemli payı vardır. Ülkemize bu gururu yaşattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz tersanelerinde kendi ihtiyaçlarımız yanında dünyanın dört bir yanı için de gemiler ve botlar yapılıyor. Nitekim şu ana kadar 25 ülkeye, 180 adet deniz platformu ihracatı gerçekleştirdik. İnşallah yakın zamanda bu konuda yeni hayırlı haberler de alacağız” diyerek başarılarından dolayı sektör mensuplarını tebrik etti.
Şimdi bir adım daha ileri giderek yüksek teknoloji gerektiren sistemlere odaklandıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fırkateynlerimizin ana silah grubu olan dikey atım sistemini bugüne kadar dışarıdan alıyorduk artık millî ve yerlisine sahibiz. MİLGEM Projemiz kapsamında inşası süren İstanbul ve ihalesine çıktığımız diğer üç adet fırkateynimizde yerli ve millî dikey atım sistemiyle yerli ve milli hava savunma füzelerimiz olacak. Atmaca gemisavar füzemiz, Gökdeniz yakın hava savunma sistemimiz, ÇAFRAD, Akrep, Cenk-S gibi radarlarımız, ADVENT ve MÜREN savaş yönetim sistemlerimiz gibi birçok silah, sensör ve sistemi artık kendimiz tasarlayıp, üretiyoruz. Önümüzdeki iki yılda donanmamızı daha da güçlendiriyoruz. Hava savunma muhribimiz TF-2000’in ihalesine yakında çıkıyoruz. Üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA’larla hava operasyonları yapabileceğimiz, deniz ve hava gücümüze çarpan etkisi oluşturacak amfibi gemimiz Anadolu’yu bu süreçte hizmete alıyoruz. Yeni tip denizaltılarımızla, denizde ikmal ve muharebe destek gemimizle denizlerimizde çok daha güçlü ve caydırıcı olacağız. MİLGEM istif sınıfı fırkateynlerin 6, 7 ve 8. gemileri için de ihaleye çıktık. Burada da üç savaş gemimizi aynı anda inşa ederek yine bir ilke imza atıyoruz. İHA ve SİHA’ların yanı sıra insansız ve otonom deniz araçlarının da kullanılabileceği kara, hava, deniz unsurlarının müşterek görev icra edeceği sistemler tasarlıyoruz. Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarını ileri teknolojiye sahip yerli, millî silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirip ihraç edeceğiz. Ayrıca yerli ve millî imkânlarla üreteceğimiz uçak gemimizin sağlayacağı deniz, hava gücümüzle bu alanda dünyanın en üst ligine de çıkmış olacağız. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız bir Türkiye’dir. Ülkemiz ve milletimiz için çalışan, işinin ehli, üretken, samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanındayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 95. kuruluş yıl dönümünü geride bırakan Millî İstihbarat Teşkilatının terörle mücadele ve dış istihbarat konularında yaptığı hizmetlerle millî güvenliğe önemli katkılar sunduğunu belirterek, “Sahadan temin ettiği taktik istihbarat ve yürüttüğü operasyonlarla oyunun seyrini ülkemiz lehine değiştiren, başarılara imza atan teşkilatımız, siber güvenlikten yapay zekâya kadar her alanda kapasitesini güçlendiriyor. Hizmete alacağımız istihbarat gemimiz, teşkilatımız için yeni ve önemli bir imkândır. Dünyada pek az istihbarat teşkilatının sahip olduğu en modern donanımlara sahip bu gemimiz sayesinde kara ve havada olduğu gibi denizlerde de gücümüzün artacağına inanıyorum” diye konuştu.
Teşkilatın bir sonraki hedefinin uydu istihbaratı yoluyla uzaydaki yerini alarak tüm bu unsurları en etkin şekilde kullanmak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeniliklere hızla adapte olan, birikimini ilgili tüm kurumlarımızla paylaşan teşkilatımızın çoğu görülmeyen, bilinmeyen, gün yüzüne çıkmayan başarılarıyla gurur duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de teşkilatımızı her alanda destekleyerek büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundaki mücadelemize daha fazla katkı vermesini sağlayacağız. Teşkilatımıza kazandırdığımız Ufuk gemimizin hizmete girmesinde emeği ve katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz’e gemi teslim belgesini verdi.
“Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl dolayısıyla yayımladığı mesajında şunları kaydetti:
“Aziz milletim, hepinizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün 2024’e veda ediyor, yeni umut, beklenti ve hayallerle 2025 senesini karşılıyoruz. Öncelikle yeni miladi yılın ülkemiz, milletimiz, gönül coğrafyamız ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“BİRBİRİMİZE DAHA SIKI KENETLENECEĞİZ”
Geçtiğimiz yıl boyunca istiklal ve istikbalimiz uğrunda toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Millet olarak 2025 yılında birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, inşallah, daha da güçlendirecek, birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz.
Geride bıraktığımız 2024 senesi, ülkemiz içinde ve bölgemizde pek çok kritik gelişmeye sahne oldu. Mahallî idareler seçimlerini, tam bir demokrasi şöleni havasında, Türk demokrasisinin olgunluğunu tüm dünyaya yeniden gösterdiğimiz bir iklimde, hamdolsun, başarıyla gerçekleştirdik.
Milletimizin iradesi sandıkta özgürce tecelli ederken, kazanan demokrasimizle birlikte yine 85 milyon vatandaşımızın tamamı oldu. Tercihleri ne olursa olsun, seçim sandıklarını birer bayram yerine çeviren vatandaşlarıma bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Seçimlere ve bölgemizde patlak veren yeni krizlere rağmen, kararlılıkla uyguladığımız ekonomi programımızın meyvelerini toplamaya başladık. İstihdamda, ihracatta, üretimde, turizmde, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda çok önemli başarılara imza attık.
Deprem bölgemizi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarımızda ciddi mesafe katettik. Yeni yılda bu çalışmalar daha da hızlanacak.
Enflasyondaki düşüşün, özellikle yılın son aylarında, artarak devam etmesi 2025 yılı hedeflerimize ulaşacağımızı teyit ediyor. Vatandaşımızın refah kaybını telafi edecek, alım gücünü artıracak politikalara ağırlık vermek suretiyle, inşallah, daha iyi yerlere geleceğiz.
“HEDEFLERİMİZE ULAŞACAĞIZ”
Konut, kira ve gıda başta olmak üzere fahiş fiyatlarla milletin ekmeğine göz diken fırsatçılarla mücadelemizi, 2025 senesinde de kararlılıkla devam ettireceğiz.
Vatandaşlarımdan, geçmişte Türkiye’ye çok ağır faturalar ödetmiş popülist söylemlere prim vermemelerini özellikle istirham ediyorum.
Son 22 yılda bu ülkenin ve milletin tüm meselelerini nasıl biz çözdüysek, ekonomideki konjonktürel sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Doğru yoldayız, Allah’ın izniyle hedeflerimize de ulaşacağız. Sizlerden sadece biraz daha sabır, metanet ve anlayış istiyoruz.
“YENİ DÖNEMİN SURİYE’DE KALICI İSTİKRARA KAPI ARALAMASI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim, 2024 senesinin son haftaları köklü tarihî, beşerî ve komşuluk ilişkilerimizin bulunduğu Suriye’de yeni bir dönemin kıvılcımı oldu. Yeni dönemin Suriye’de kalıcı barışa, huzura, istikrara ve ekonomik refaha kapı aralaması için gereken her türlü desteği sağlayacağız.
Suriye’de istikrar ortamı kök saldıkça inanıyorum ki, 13 yıldır vatan hasreti çeken Suriyeli muhacirlerin gönüllü geri dönüşü de kolaylaşacaktır. Bu süre boyunca ensar millet olmanın en güzel örneklerini sergileyen tüm vatandaşlarımdan Allah razı olsun” diyorum.
“GAZZE’DEKİ KATLİAMLARA İLK GÜNDEN İTİBAREN EN GÜÇLÜ TEPKİYİ VEREN ÜLKEYİZ”
Gazze’deki katliamlara ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren, vicdanlı ve adaletli duruşunu her platformda ortaya koyan ülke konumundayız. Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında 15 aydır devam eden katliamların son bulması, burada da barışın tesisi için yoğun gayret sarf ediyoruz.
Başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırları temelinde özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin devletinin kurulması için 2025 yılında da tüm gücümüzle çalışacağız.
“TEMENNİMİZ, 2025 YILINDA KUZEYİMİZDE DE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASIDIR”
Her ikisi de Karadeniz’den komşumuz olan Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla sona erdirilmesi önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Temennimiz, 2025 yılında kuzeyimizde de yeni bir dönemin başlamasıdır.
Sınırlarımız ötesinde bütün bu diplomatik hamleleri hayata geçirirken, ülkemiz içinde en önemli gündemimiz iç cephemizin tahkimatı olacaktır.
Türkiye Yüzyılı’nı, kardeşliğin yüzyılı yapmakta kararlıyız. Önümüzdeki dönemde terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge vizyonumuzu gerçeğe dönüştürmek için kararlı adımlar atacağız. Ülkemizin önünde yeni bir yol açacak bu sürecin suhuletle, karşılıklı iyi niyet ve anlayış içinde yürümesi için her türlü gayreti gösteriyoruz. Ama gerektiğinde, devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan da çekinmeyeceğiz.
Bu çerçevede 2025 yılında milletimize inşallah yeni müjdeler vermeyi ümit ve arzu ediyoruz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri hizmetkârı olmaktan şeref duyduğumuz aziz milletimize ve umudunu Türkiye’ye bağlamış yüz milyonlarca mazluma mahcup etmesin diyorum. Bu temennilerle yeni takvim yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diliyor, her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni miladi yılınız kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.”
Türkiye’de uluslararası düzeyde ülke refah ve düzenine hizmet vermiş ve hizmet vermeye devam eden iş insanlarının “İyi ki Varsın” başlıklı yazı dizisi ile dikkat çeken ünlü isimlerin bir arada bulunduğu platformumuzda 1970 yılında Doğu Anadolu’nun Serhat Şehri Kars/Kağızman/Kuruyayla Köyünde Anadolu’nun köklü geleneğinden gelen kardeşlik duygusu ile “7 kardeş(2 Kız 5 erkek)” olmak üzere dünyaya gelen Servet Yıldız’ a yer verdim.
İlk-Orta-Lise öğrenimini Kağızman da tamamladı. Lisans öğrenimi Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık fakültesi Maden mühendisliği bölümünü bitirdi. Selçuk Üniversitesinde İşletme üzerine yüksek Lisansını tamamladı. 2001 yılında evlenen Yıldız, Yusuf ve Sarp Boran adında iki erkek çocuk Babasıdır.
Her ne kadar 2002 yılında Akaryakıt Sektöründe çalışmaya başladı ise İş güvenliği uzmanı Lpg Sorumlu müdürü ,Emlak danışmanlık uzmanı ile de Sektörde başarılı projelere imza atmıştır. Hepimiz yakından takip ediyor, öykülerini dinliyor, başarılarını alkışlıyoruz… Yeni teknoloji ve iş modelleriyle birlikte sayıları artıyor, dünya çapında adından söz ettiren örnekleri ortaya çıkıyor… Bazıları yenilikçi bir çözüm, bazıları sıra dışı iş fikri, bir bölümü de “girişimci” ruhlarıyla yarattılar…
Ülkemizde enerji sektöründe faaliyet gösteren önde gelen yerli ve yabancı Akaryakıt Dağıtım şirketlerinde; Marka yönetmeliği, şirketlerin vizyon ve misyonlarının oluşumunu sağlama, dağıtım şirketleri bünyesinde çalışan bayii ağında faaliyet gösteren ve bayilik kontratlarıyla dağıtım şirketlerine bağlı çalışan akaryakıt istasyonlarının öncelikle kural koyucu kamu kurumlarının mevzuatları çerçevesinde resmî uygunluklarının sağlanması ve devamlılığın takip edilmesi ticari faaliyetleri belirlenen ticari şartlar çerçevesinde icrasının gerçekleştirilmesi, risk yönetimi, satış ve pazarlama, ikmal, yurt dışı ve yurt içi tedarik zincirini yönetmek, finans ve ve muhasebe, reklam, pazarın analizi, rakiplerin analizi, ekonomik değişkenler gibi unsurları yöneterek sistematik bir şekilde işleyişini sağlamak. Yöneticisi olduğum şirketlerde yönetim kurulunun belirlediği kurum kimliği çerçevesinde şirket çalışanlarının eğitimi, şirket kültürüne uygunluklarının sağlanması, şirketin ana ticari konusu hakkında gelişmelerinin takip edilmesi, yönetimle çalışan personellerin arasındaki koordinasyonların sağlanması, şirket personelinin şirkete bağlılıklarının ve aidiyet duygusunu geliştirerek bir bütünün sağlanması ve çalışan personelin kariyer planlamasının yapılması, satış stratejileri geliştirilmesi, tüm şirket çalışanlarına liderlik ve koçluk yapılması alanlarında görev aldı.
2002 yılında “Aytemiz Akaryakıt Dağıtım A.Ş” Saha müdürlüğü görevini 2006 yılına kadar sürdürdü. Sonrasında Bölge ve Tesis müdürü olarak devam etti. (2006–2008) 2008 yılında LUKOİL Bölge Müdürü olarak göreve başladı. 2016 yılına değin devam ettirdi 2016 Aytemiz Bölge Müdürü oldu 2021 yılında kendi isteği ile görevini bırakarak 2021 yılında ES ES Petrolcülük A.Ş. de Genel Müdür olarak başladığı görevini 2024 yılı Aralık ayında QPLUS (VTM Akaryakıt ve ORAL Gaz Dağıtım A.Ş) Genel Müdür olarak devem ettiriyor. İşte Servet Yıldız ‘ın Finans ve danışmanlık alanlarındaki tecrübeleri ile birlikte, insan odaklı yaklaşıma olan inancı ve yeniliklere açık olması , yöneticilik sorumluluğunda karşılaştığı durumlara çok farklı açılardan bakması Kariyer alanında olanak sağlıyor. Başarının yolunun ekip dayanışmasından geçtiğine inanan bir yönetici olarak, tüm çalışma arkadaşları ile her daim iletişim halinde olmaya özen gösteriyor.
Bitmeyen enerjisi, çalışkanlığı, dürüstlüğü, güçlü iletişim ve empati yeteneği sayesinde ekip ruhunu da ön plana çıkararak en kısa sürede gemisini tekrar hedefe yönlendirmesi ve sonuçlarını da rakamlara yansıtması herkes tarafından hayranlıkla karşılansa da, bu durum onun için olması gerekenden başka bir şey değildir aslında. Büyüyen akaryakıt sektöründe dünya devlerine rağmen, görevi süresince -yaklaşık 3 yıl boyunca,ES ES Petrolcülük ‘ de şirketinin satışlarını en fazla artıran genel müdür olmuştur. Hatta şirket markasının daha ileriye gidebilmesi adına çoğu yöneticinin cesaret bile edemeyeceği şekilde birçok bayiden vazgeçmiş, bunların yerine sisteme daha verimli bayiler katmayı başarmıştır.
Servet Yıldız, Günümüzde bir liderin iş yapma yeteneğini ya da cesaretini test edecek güçler artık sadece organizasyon ya da sektörle sınırlı değil. Şirketin büyüme yolculuğunu etkileyecek çok daha büyük ve geniş etkilerle karşı karşıyayız; jeopolitik gelişmeler, ekonomik belirsizlik gibi. Son dönemde pandemi ,iklim krizi ve ekonomilerde hızlı değişimler ve insanlar üzerinde yarattığı etkiyi hep birlikte gördük. Büyük değişim yaratan bu güçlere karşı ustalaşmak ve zirvede kalmak gerekiyor. Bugünün liderliği, en çalkantılı zamanlarda bile organizasyonu en etkin şekilde yönetmeyi, değişim ve dayanıklılık ustası olmayı gerektiriyor. Ortaya çıkan birden fazla liderlik ve yönetim zorluğu karşısında, 21. yüzyıl liderliğinin temel taşı ise çeviklik. Yani esnek, değişime açık ve reaktif olmak. Ben bugünün iş dünyasının bilgi ve zeka kadar cesaret, zarafet ve özgünlük gerektirdiğini de düşünüyorum. Sektörde Tüketicinin ürün ve hizmet kalitesini sürekli kılması yanı sıra , tüketicinin tercih edilen markası olması, sosyal sorumlulukların farkında olmak gibi prensiplerle yola çıkan QGAS PLUS (VTM Akaryakıt ve ORAL Gaz Dağıtım A.Ş) benim için yabancı olmadığım bir Firma . Bağlılık, fark yaratma isteği ve tutku işte bu üç benim ana hedeflerim arasında yer aldığı için öncelikle çalışma arkadaşlarımın bağlılığının öncelikle Firmamıza enerji ve odaklanma getireceğine inanıyorum. QGAS PLUS (VTM Akaryakıt ve ORAL Gaz Dağıtım A.Ş de öncelikle Genel Müdür olarak şahsım olmak üzere ,çalışan herkesin, mesleki başarısının, şirketimizin başarısına bağlı olduğuna inanmalı ve buna uygun hareket etmeli inancını taşıyorum diyor. Muhteşem çalışma azmi, enerji sektörüne olan katkıları ve engin deneyimi, ülkesine olan hizmet aşkı ve sevgisinden dolayı
İyi ki varsın Servet Yıldız diyorum Levent Kandemir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan ve 1.200.000’den fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı Ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıları selamlarken, ödül alan firmaları, iş insanlarını ve yöneticileri tebrik etti.
BTSO’ya, marifetin iltifata tabi olduğunu gösterdiği için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “135 yıllık köklü tarihiyle Bursa Ticaret ve Sanayi Odamız, 57 bin üye firmasıyla şehrimizin yanı sıra Türkiye ekonomisine de çok önemli katkılar yapıyor. Bugün ödül törenimizin yanı sıra Odamızın öncülüğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın destekleriyle hayata geçen TEKNOSAB’da (Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi) üretime başlayan 15 firmamızın da açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu firmalarımızın sahiplerini ve çalışanlarını da tebrik ediyor, Türkiye’nin kalkınmasına, güçlenmesine ve büyümesine verecekleri destekler için kendilerine şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 25 milyar lira yatırım yapılan TEKNOSAB’ın, Türkiye’nin yüksek teknolojili üretime geçişinin simgelerinden olacağını vurgulayarak, “Biliyorsunuz kısa süre önce ülkemizi bu hedefe daha hızlı götürecek HIT-30 programını kamuoyumuzun takdirine sunduk. 5 ay gibi kısa sürede elektrikli araç, güneş hücresi, pil hücresi, rüzgâr türbini gibi stratejik konularda toplam büyüklüğü 7 milyar doları aşan yatırımları ülkemize kazandırma noktasına geldik. İnşallah daha güzel sonuçlar elde edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Yapay zekâ teknolojisi ve insansız sistemlerle dünyanın çok farklı bir yere gittiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bakınız, 2024 Nobel Kimya Ödülü’nün verildiği çalışmayı konunun ehli isimler, çığır açan, devrim niteliğinde bir proje olarak değerlendiriyor. Öyle ki 200 milyon proteinin neredeyse tamamının yapısını tahmin eden bir yapay zekâ modelinden bahsediyoruz. Bilim insanları, normal şartlarda çözümü 50 yıl sürebilecek bir sorunu bu modeli kullanarak kısa sürede neticeye kavuşturabiliyor. Daha bunun gibi ‘Dünya nereye gidiyor, bizi nasıl bir gelecek bekliyor?’ sorusunu sorduğumuz nice baş döndürücü gelişmeye şahit oluyoruz. Ya hızlı davranıp bu süreci zamanında yakalayacağız ya da Allah korusun ekonomide asimetrik bir güç çarpanından mahrum kalacağız. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim; Yapay zekâ ve insansız sistemler meselesinin ülkemizde hâlen yeterince anlaşılmadığını düşünüyorum. Hükûmet olarak gerek TEKNOKENT’ler gerek TEKNOFEST’ler gerek AR-GE yatırımları gerekse farklı teşvik ve destek paketleriyle bu yeni dünyaya Türkiye’yi hazırlamaya çalışıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke genelinde tüm sanayi ve ticaret odalarının bu çok kritik süreci sahiplendiğini, kendi alanlarında özgün projeler üretmeye gayret ettiğini söyledi.
“BURSA, TEKNOLOJİ ALANINDA DA DİĞER İLLERİMİZE ÖRNEK OLACAKTIR”
Geleceğin teknolojisine bugünden yapılan her yatırımı Türkiye açısından hayati önemde görüp desteklediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bakımdan TEKNOSAB bünyesinde atılan her adım çok kıymetlidir. Üretimin lokomotif şehri Bursa, inanıyorum ki teknoloji alanında da diğer illerimize örnek olacaktır. Hükûmette, sanayide ve akademide olan yüksek bilinç düzeyine ne yazık ki muhalefet tarafında rastlayamıyorsunuz. Muhalefette ne böyle bir vizyon ne merak ne de iştiyak var. İşin sadece magazin yönünü hiçbir zaman aşamadılar. İşte en son 14-28 Mayıs seçimleri döneminde ileri teknoloji hamlesi diye aylarca reklamını yaptıkları proje çıka çıka Amerika’dan bir ekonomistin canlı bağlantıyla bunlara uzaktan nutuk atması oldu. Maalesef daha sonra gelenler de bu seviyenin bir tık üzerine çıkamadı. İç iktidar kavgasına kendilerini öyle kaptırdılar ki dünyada ve bölgemizde ne olup bittiğini, teknolojinin nereye evrildiğini takip bile edemiyorlar. Aynı umut kırıcı tablo, dış politikadan bölgesel konulara, ekonomiden çalışma hayatına hemen her alanda geçerli. Belli ezberleri ve ideolojik saplantıları var, onların dışına çıkamıyorlar. Kendilerini güncelleme ve yenileme noktasında sadece isteksiz değiller, aynı zamanda kabiliyet de yok.’’
“SURİYE KRİZİNDE MESELEYİ HÂLÂ TAM OLARAK KAVRAYAMADILAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, muhalefete eleştirilerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela Suriye krizinde eski rejimin devrilmesinin üzerinden tam 3 hafta geçti ama bunlar meseleyi hâlâ tam olarak kavrayamadılar” ifadesini kullandı.
Muhalefet temsilcilerinin gün aşırı konuştuklarını ama cümlelerinde derinlik ve tutarlılık olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da başkanlık seçimleri sonrasında yeni bir yönetim şekilleniyor, yine bakıyorsunuz muhalefet Türkiye’ye dair kurulan her müspet cümleye iç siyaset zaviyesinden yaklaşıyor. Rakipleri dahil tüm dünya Türkiye’nin jeopolitik gücünün ve artan etkisinin farkında fakat bunu bizim muhalefete bir türlü anlatamıyorlar. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan Gazze krizine kadar her meselede benzer bir atalet, umursamazlık ve tembellik söz konusu. Bu tablo siyasi iktidar açısından avantajlı gibi gözükse de esasen sorunlu bir durumdur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında bir kıssaya yer vererek, şu ifadeleri kullandı: “Meşhur kıssadır, bir bilge deniz kenarında kumlar üzerinde oturmuş, tefekkür ederken delikanlının biri yanına yaklaşıp, ‘Lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin.’ der. Bilge, parmağıyla kumların üzerine düz bir çizgi çeker. Delikanlıya çizgiyi kısaltmasını söyler. Genç, avuçlarıyla çizginin yarısını siler. Bilge der ki ‘Git, öğren de gel.’ Aradan bir ay geçtikten sonra delikanlı tekrar geldiğinde bilge yine bir çizgi çizerek kısaltmasını söyler. Delikanlı bu kez çizginin yarısını eliyle kapatınca bilge yine ‘Git öğren de gel.’ der. 2 ay sonra delikanlı yanına tekrar geldiğinde bilge tekrar aynı şeyi ister. Delikanlı çok düşündüğünü ama bunun bir yolunu bulamadığını belirterek bilgeden çizgiyi kendisinin kısaltmasını ister. Bilge çizginin yanına daha uzun bir çizgi çeker ve ‘İşte şimdi kısaldı.’ der. Hayatın her alanında olduğu gibi siyasette de ülke yönetiminde de gelişmenin, ilerlemenin sırrı budur. Yani sürekli daha büyük başarılar, daha büyük hedefler peşinde koşmaktır.”
“GENİŞ BİR ALANDA BÜYÜMEYİ SAĞLAYACAK POLİTİKALAR UYGULADIK”
22 yıllık iktidarları süresince Türkiye’nin sorunlarının, sıkıntılarının, krizlerinin küçülerek değil büyüyerek aşılabileceğine inandıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiden savunmaya, dış politikadan ticarete uzanan geniş bir alanda bu büyümeyi sağlayacak politikalar uyguladık. Buraya gelmeden önce katıldığım il kongremizde de dile getirdim. Biz özellikle ekonomide sabun köpüğü misali geçici başarılarla avunmak istemiyoruz, kısa vadeli hesaplar peşinde asla değiliz. Ayaklarımızı yere sağlam basıyor, adımlarımızı sağlam atıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece kendi iktidar dönemini hesaplayan, tek hedefi sonraki seçim olan hükûmetlerin geçici iyileşmelerle belki bir süre halkının gözünü boyadıklarını ama ardından bu millete çok ağır faturalar ödettiklerini kaydetti.
Türk ekonomisinin kaldırabileceğinden daha ağır vaatlerle gelenlerin, hesap kitap yapmadan bol keseden söz verenlerin, arkalarında telafisi zor enkazlar bırakarak siyaset sahnesinden silinip gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete, Dimyat’ta pirinç siloları vadedenler, günün sonunda vatandaşı evindeki bulgurdan da ettiler. Bunu yakın tarihimizde biz de yaşadık, iş dünyamız da defalarca yaşadı. Değerli dostlar, 14-28 Mayıs seçimleriyle ülkemiz sadece uçurumun kenarından dönmedi, aynı zamanda her biri gerçekten hazine değerinde 5 sene kazandı. Biz de bu 5 yılı en iyi ve en verimli şekilde değerlendirmek arzusundayız. Yerel seçimlerde muhalefetle popülist vaat yarışına girmeyerek bu konudaki kararlılığımızı ortaya koyduk. Belki bundan dolayı siyasi olarak bedel de ödedik ama ülkemize ve milletimize bedel ödettirecek bir yanlışın içinde olmadık” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRET ARTIŞLARINI ENFLASYONUN ÜZERİNDE TUTARAK HALKIMIZIN ALIM GÜCÜNÜN KORUDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi alanındaki iyileşmelere işaret ederek, “Ekonomi programımıza güvenimiz ve desteğimiz tam. 2024 yılında seçimlere ve bölgemizde nüks eden yeni krizlere rağmen belirlediğimiz hedeflere önemli ölçüde ulaştık. Ülkemize uluslararası sermaye girişi hızlandı, rezervlerimiz güçlendi, kur oynaklığı azaldı, finansman koşulları iyileşti. Ülkemizin kredi risk primi de ciddi bir şekilde düştü. Dünyadaki 3 kredi derecelendirme kuruluşunun 2 defa not artırdığı tek ülke biziz. 2025 yılı bütçesinde de gerçekçi adımlarla ve ortak bir gelecek vizyonuyla hareket ettik. Bu sene yatırımlar için 1 trilyon 569 milyar lira kaynak ayırdık. Deprem bölgesinin yeniden inşası yanında sulama yatırımlarına, organize sanayi bölgeleriyle limanları demir yoluyla birbirine bağlayacak yatırımlara ve sanayi altyapısını hızla tamamlayacak yatırımlara öncelik tanıdık” diye konuştu.
En güncel tartışma olan asgari ücret konusunda dolar bazında nereden nereye gelindiğini il kongresinde detaylıca anlattığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşımızın her söylediğinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ama 22 yıl boyunca insanımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yerine getirme noktasında gösterdiğimiz hassasiyet de herkesin malumudur. Ücret artışlarını her zaman enflasyonun üzerinde tutarak, halkımızın alım gücünün korunmasını temin ettik. 2002-2025 arası dönemde asgari ücrette reel artış yüzde 290 olmuştur. Son birkaç yıla baktığımızda ise 2022’de enflasyon yüzde 64,3 iken asgari ücret yüzde 94,6 arttı. 2023’te enflasyon yüzde 64,8 iken asgari ücret yüzde 107,3 arttı. 2024’te yıl sonu enflasyon beklentisi yaklaşık yüzde 45 iken asgari ücret yüzde 49,1 arttı. 2025’te yine yıl sonu enflasyon beklentisinin üzerinde bir oranla asgari ücret 22 bin 104 lira olarak belirlendi. Bu rakam, il kongremizde de söylediğim gibi taban ücrettir. İşverenlerimiz çalışanına daha fazla ücret ödemek isterse buna kimsenin itirazı olmaz.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİ SON 22 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜDÜ”
Çalışanların millî gelirden aldığı payın son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içindeki payının bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 37,6’ya yükseldiğini, büyümeden çalışanların da pay almasını sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin son 22 yılda ortalama yüzde 5,3 büyüdüğünü, asgari ücretteki reel artışın ise yıllık ortalama yüzde 5,6 ile büyümenin üstünde olduğunu söyledi.
Bugün Türkiye’de 630 doları bulan asgari ücretin, gelişmekte olan pek çok ülkeden daha yüksek seviyede olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyon hedeflerimiz inşallah tek tek gerçekleştikçe vatandaşlarımız alım güçlerindeki artışı daha net görebilecek. 2025 yılı için bu konuda da umutluyuz” diye konuştu.
“KOBİ’LERE ÇALIŞAN BAŞINA AYLIK 2 BİN 500 LİRAYA KADAR DESTEK ÖDEMESİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Kabine Toplantısı’nda görüşülen paketi kamuoyuyla paylaşmak istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıllık 37 milyar dolar ihracatımız olan, 1 milyon 200 binden fazla çalışana istihdam sağlayan konfeksiyon, tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde rekabet gücümüzü sürdürmeyi önemsiyoruz. Üretim ve istihdamı korumak için 2025 yılı ocak ayında KOSGEB eliyle İstihdamı Koruma Programı başlatıyoruz. Bu sektörlerde 2024 yılının son aylarındaki istihdam düzeyini 2025 yılında koruyan KOBİ’lere çalışan başına aylık 2 bin 500 liraya kadar destek ödemesi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan firmaları, iş adamlarını, girişimcileri tebrik ederek, sözlerini “Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. 2025’in tüm halkımız için, iş adamlarımız için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan diliyorum. Kalın sağlıcakla” diyerek tamamladı.
16.03.1985 tarihinde Kahramanmaraş ‘da dünyaya geldi. Anne ve Baba tarafından Saraybosna Göçmeni olan Doğan, Eğitim yıllarını Ankara’ da tamamladı .20 yıla aşkındır Ankara da ikamet ediyor. Çok kapsamlı farklı sektörlerden firmaları konsept uygunluğu içerisinde buluşturarak, halkla ilişkiler ve danışmanlık hizmetleri vermektedir. Bu hizmetler; moda, müzik, magazin, enerji, bilişim, görsel sanatlar gibi farklı hizmet sektörlerindeki kapsamlı projeleri içermektedir.
Zehra DOĞAN , sosyal medyadaki ajandanız olarak da kabul edebileceğiniz ve firmanızın alanında sahip olduğu başarıyı dijital platformlar da da destekleyerek çağdaş bir yorum ve vizyon kazanmasını sağlamaktadır. En büyük hobileri arasında Yoga ve Tenis yer almaktadır.
Kendisi Mobilya Sektöründe hizmet veriyor. Özelikle Ankara merkezli olan bağlantıları yanında Uluslararası alanda hizmetlerine devam ediyor.
Mobilya Sektörüne ait söyleşimizdeki ifadeleri Sektör hakkında çok kapsayıcı bilgiler içeriyor. Mobilya sektörü Türkiye’nin en eski sektörlerinden biridir. Önceleri düşük teknolojiye ve emek yoğun üretim yapısına sahip olan mobilya sektörü günümüzde daha fazla bilgi ve sermaye yoğun bir sektör olma yolunda ilerlemektedir. Sektör, üretim ve istihdam ile ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Mobilya üretimi, malzeme ve bileşenlerin dünyanın çeşitli yerlerinden temin edilmesini gerektiren geniş kapsamlı bir küresel tedarik zinciri gerektirmektedir. Ahşap, metal ve kumaş gibi malzemelerin tedarikinden farklı bölgeler sorumludur. Uluslararası mobilya ticaretindeki rekabet öncelikle kalite ve fiyat faktörleri tarafından yönlendirilmektedir. Ürünün kalitesi, çeşitli pazarlardaki başarısı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Dış ticaret hem üreticilere hem de tüketicilere fayda sağlayan küresel mobilya endüstrisinin önemli bir unsurudur. Sadece ulusların ekonomik büyümesine katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda tüketicilere çok çeşitli mobilya seçenekleri sunmaktadır. Diyor. “Kişisel bakıma önem vermek, görgü kurallarını bilmek, nerede ne giyileceği, nerede ne konuşulacağı konularında bilgi sahibi olup, stil sahibi olma konusunda etkili unsurlardır,” diyor ve ekliyor “Stil sahibi olmanın biraz yaş, zaman ve yaşanmışlık ile de alakası vardır,” ifadelerini de kullanıyor.
“Zehra Doğan ‘ ın en bilinen özelliklerinden bir tanesi de , Dondurulmuş ve kurutulmuş sebze ve meyve ihracatı alanlarındaki başarıları”
Bilindiği üzere günümüzün en önemli sosyo-ekonomik etkenine sahip olan endüstrilerden birisi olarak kabul edilen gıda sektörü birçok alt dalları bünyesinde barındıran karmaşık bir faaliyet kolu olarak öne çıkmakta olup ülkemizde de son yıllarda büyük bir gelişim göstermektedir. Bu sektördeki gelişmenin düzeyini, alt sektörlerin durumunu, temel dinamiklerini anlamak sektör ve ülke ekonomisi için önem taşımaktadır.
Gıda sektörünün alt sektörlerinden olan dondurulmuş gıda sektörü; dondurulmaya uygun hammaddenin temini ve hammaddenin uygun koşullarda tesislere taşınması ile başlar. Tesislerde bekletilmeden seçme, yıkama, boyutlama ve ürüne özel tekniklerle işlenmesi, derin dondurma ve uygun şekillerde paketlenerek, tekniğine uygun, depolama, yükleme, taşıma, dağıtım ve tüketimi sonucunda, müşteri sonuçlarının izlenmesine kadar, faaliyet gösteren bir gıda sanayi koludur. Zehra Doğan bu seğmendin tam içerisinde olmasının sebepleri arasında birinci olarak şunlara değiniyor.
“Ülkemiz genç bir nüfusa sahip , ülkemizde son yıllarda sanayide görülen hızlı gelişme, turizm sektöründe görülen büyüme, dünya ülkelerine göre tüketimin düşüklüğü ve dondurulmuş gıdaya olan ilginin giderek artması ile beraber, bu sektörün büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir.
“Bundan dolayı bu sektör ihmal edilemez bir sektördür ve ihmal edilmemelidir. Çünkü yatırımlarda sermaye başına en çok istihdam sağlayan sektördür”
En önemli etken olarak da , Tarımsal ürünlerin dondurulmuş gıda sanayinde işlenmesi ile ürünler, sadece üretildikleri mevsimlerde değil yılın her döneminde tüketime sunulabilecek, böylece daha geniş bir zaman diliminde ticaret imkânı sağlanabilecektir. Ayrıca, hedef pazarlar ve tüketici talebindeki değişmeler de dikkate alınarak ürün çeşitliliğinin artırılması pazarda rekabet şansını da artıracaktır. Diyerek Sektörün Geleceği hakkında bilgi paylaşıyor.
Ülkemizde Zehra Doğan’ın başta Dondurulmuş ve kurutulmuş sebze ve meyve ihracatı alanlarındaki varlığı; toplumsal, etnik ve kaynağı insan olan gelişmelerle bu alanlarda sayısız başarıları bir o kadar önemli olup, ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu sosyal sorumluluk projeleri, konferanslar, paneller ve yayınlar gibi etkinlikler ile iletişim ve medyada adından söz ettiriyor.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktan son derece mutluluk duyan Zehra Doğan, fırsat bulduğu zamanlarda projelere destek vermek adına, kapsamlı projelerle insanlara uzanan elin kendisi olmak istediğini her fırsatta söylüyor.
Son yıllarda moda, magazin, insan kaynakları, sosyal iletişim, Ticaret, rekabet ve kişisel gelişim alanlarında konusu insan olan eğitimler, organizasyonlar, seminerler, toplantı ve sempozyumlar gibi sayısal sosyal aktiveler düzenleyerek ve STK organizasyonlarına katılarak sosyal yaşamda adından söz ettirmiştir. İş hayatındaki ve sosyal yaşamdaki tüm bu koşuşturmanın yanı sıra yoga eğitmenliği ve kişisel gelişim danışmanlığı da yapmaktadır.
Ülkesine olan sevdası, doğup büyüdüğü Ankara’ya olan özverili tutkusu, işinde gösterdiği istek ve öz disiplin, girişimci ruhu ve yardımsever kişiliği, çalışmış olduğu sektörlerde gösterdiği yaratıcılık ve bilge kişiliğiyle bütünleşerek zümrenin takdirini kazanmış, sevilen bir insan olmasını sağlamıştır. Gelecekte de insanlık adına faydalı, pek çok kapsamlı projeyi hayatımıza kazandıracağına inanıyor ve kendilerine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi al Adwani, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Pardeshi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sierra Leone Büyükelçisi Francess Virginia Anderson’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Anderson, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.